03 Mayıs 2024 - Cuma

Şu anda buradasınız: / DÜNYEVİLEŞMENİN NEDENLERİ!
DÜNYEVİLEŞMENİN NEDENLERİ!

DÜNYEVİLEŞMENİN NEDENLERİ! Mustafa Çalışkan

İslâm insana en güzel bir şekilde dünya ve âhiret saadetini sunmuş, irade vermiş onu imtihana tâbi tutmuş; imtihan için gerekli kuralları da ortaya koymuştur. İnsanın can, akıl, nesil, din ve malın korunmasını sağlayan yegâne nizamdır. İnsanlara da yol göstermiş; şunları, şunları yaparsanız bu yolun sonu cennettir. Yok, bunları yapmazsanız imtihanı kaybedersiniz, sonu da cehennemdir. İnsanlar kendi hür iradeleri ile bu tercihi yaptılar, yapıyorlar… İnandıkları gibi, yaşamazlarsa; yaşadıkları gibi inanıyorlar.

Bundan elli-altmış yıl önce Müslümanlar dinî konularda; daha dikkatli idi; belli düsturlara dikkat ederler­di… Çevre ve mahalle baskısı da etkili idi… Bu düsturlardan bazıları şunlardı: “Bugün Allah için ne yaptın?”  “Komşu­su aç iken kendisi tok yalan bizden değildir.” “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Bunları, insan­lar sürekli gündemde tutar. Birbirlerine sabrı ve namazı tavsiye ederlerdi… İnsanlar çoğaldıkça, şehir­leşme büyüdükçe, üniversiteler, TOKİ’ler çoğaldıkça bu düsturlar yerini, sınıf atlama, kariyer, statü ve ma­kam kapmaya bıraktı. Önceki ölçüler yerini paraya, makama terk etti. Yani dünyevileşmeye çok hızlı bir geçiş oldu.

İslâm faizi, tefeciliği yasaklar. Malın korunması için, mülkiyet hakkı esastır. Ama helâl yollardan kazanılanı. Dünyevileşme arttıkça, insanlarda mal sevgisi de arttı. Sanki Rezzak Allah değil kişinin kendisiymiş gibi biziz, çocuk-çocuğun, torunların hayatını garantiye almak aslı vazife olarak algılanıyor. Böyle olunca yalan-dolan, fırıldak oluyoruz. Fırsatçı, bencil bir ruh haline dönüştük. Esnafımız bozuldu, güven kalmadı, arabamız bozuluyor tamirciye gideceğiz tanıdık arıyoruz… Halbuki Allah Resulü (s.a.s.) “Doğru, dürüst esnaf, sıddıklarla, şehitlerle beraber haşrolunacak.” diye buyurmuştur. Bu şuurda olmak gerekir. Çünkü hesaba çekileceğiz. Ne var ne yok hepsi mezarda anlatılacak.

Önceki dönemlerdeki ihlâsımız, yoksulluğumuzdanmış…!

Dünyevileşme o kadar çok çabuk oldu ki biz, bu imtihanı kaybettik. Hadis-i şerifte: “Her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi de mal olacaktır.” buyurulmaktadır. Diğer bir hadis-i şerifte: “İnsanın iki vadi dolusu altını olsa, bir üçüncüsünü ister.” buyurulmaktadır. Diğer bir hadis-i şerifte ise: “Nefis insanın baş düşmanıdır.” buyurulmaktadır. Dünyevileşme insanı İslâm’dan, helallerden, ibadetlerden uzaklaştırır maalesef… Onun için, dünya ve âhiret dengesini iyi sağlamak gerekir. Bunun için görev önce ailelerden başlar.

Tevbe Sûresi 24. âyetinde Rabbimiz Allah (c.c.) “Rasûlüm! De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, kazandığınız mallar, iyi iken durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticâret ve hoşunuza giden meskenler size, Allah'tan, Rasûlü'nden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevimli ise o zaman Allah'ın azap emri gelinceye kadar bekleyin!” buyurmaktadır.

 

Helâl Lokma

Eğitimden önce aileler, yedikleri, içtikleri her şeye dikkat etmelidir. Haram lokma nesli bozar. Hareketlerimize menfî olarak tesir eder. Maalesef bugün, Müslümanların ihmal ettiği konulardan biri de helal lokma… Marketlerde satılan pek çok ürün zararlıdır, şüphelidir… Helâl-haram konusunda, Allah Resûlü (s.a.s.) ise şu açıklamaları yapmaktadır: “Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise, birtakım şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Şüphelilerden sakınmayan kişi ise harama dalar. İnsan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa bütün vücud iyi olur. Eğer o bozulursa bütün vücud bozulur. İşte o et parçası, kalptir.” Uzağa gitmeye gerek yok bugün toplum bozulmuşsa, dünyevileşmişse lokmanın bozulmasındandır. Toplumun çekirdeği ailedir.

Memleketimizde dikkat edilmeyen en önemli konu yenilen lokmadır. Bugün Konya’mızda hemen hemen bütün lokantalarda yemeklerde, düğün pilavlarında kullanılan yağ margarindir. Bu da şüpheli kısma girer. Bugün sıla-i rahim, komşuluk, hak-hukuk, sevgi-saygı yoksa, bunun sebebi yenilen lokmadır. Evlerde huzur yoksa, boşanmalar çoksa… Ahlâksızlık zirve yaptıysa, dünyevileşme eğilimimizin, yenilen lokmaya dikkat etmememiz sebebiyledir. Hadis-i şerifte: “Mallarınızı zekat ile, hastalıklarınızı sadaka ile, belâları da duâ ile defedin.” buyrulmaktadır.

 

Eğitim

Aile, toplumun temel taşıdır. Evlilik teşvik edilmiştir. Neslin devamı önemlidir. Müslümanlar bu şuurla evlenirler. Evlilik soyun, sopun devamı için temiz nesil çoğaltmaktır. Aileler nesillerinin devamı için çocuklarının eğitimi de önemserler. İlk eğitim evde başlar. Büyük şahsiyetlere baktığımızda ilk hocası babasıdır. “Hıfzını, Arapçayı, Farsçayı babasından öğrenir.” Bugün, büyük şahsiyet yetişmiyorsa, bunun sebebini kendimizde aramalıyız. Helâl, haram konularında gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. Bugün, eğitim sistemi çökmüş durumda, kültür emperyalizmin kıskacında… Şekilcilik, tutarsızlık, nesil üzerinde tahribat yapıyor. Okullardaki eğitim sistemi hayatta, ekonomide, hukukta, her yerde fayda yerine zarar veriyor.

Doğan Cüceloğlu: “Türkiye’de memleketi soyanlara bakın, hep okumuş çocuklar.” derken problemin büyüklüğünü ortaya koyuyor. İmam-Hatip Okulları, İlahiyat Fakülteleri eğitim sistemi imanla- küfrü harmanlayıp yeni nesli zehirlemektedir. Din eğitimi, laik Kemalist sistemin tekelindedir. İsmet İnönü, 40’lı yıllarda belli bir para karşılığı Amerika’ya yüz yıllık ipotek vermiştir. Bugünkü eğitim sisteminde, faydalı ilimden daha çok zararlı işler görürüz. Din eğitimi, devletin kontrolünde; kişiliksiz, kimliksiz bir nesil yetiştirme çabası başarılı olmuştur. Bencil, yetersiz, faydasız tipleri çokça görürsünüz. Dünyevileşmeyi haddinden fazla görebilirsiniz.

 

Çokluk, Şehirleşme

İslâm, nitelikli Müslümanı önce çıkarır. Sayısal çokluk, ekonomik güç, makam-mevki bunlara itibar edilmez. İnsanların çoğuna uyarsanız, sapıtırsınız. Bugün, dünyada insanların pek çoğu kâfirdir, putperesttir, materyalisttir, müşriktir. Hindistan’da milyonlarca insan ineğe tapar. Allah, samimiyet, ihlâs ister. Kur’ân-ı Kerim’de: “Nice ordular kendilerinden kaç kat büyük orduları yenmiştir.” buyurulmaktadır. Aslolan samimiyettir. Allah, az ve ihlâslı mü’minlere nice nimetler vermiştir. Allah’ın verdiği nimet ortada… Çarşı-pazarlar şeytanın tuzak yerleridir. Oralara da çokça gitmek tavsiye edilmez. Bugün, apartman hayatı, siteler, dostlukların, komşulukların, sıla-i rahimlerin en az olduğu yerlerdir. Zenginlerimiz, kendilerini müstağnî kılıp, rezidans, sitelerde tecrid etmişlerdir. Böylece fakir-zengin diyalogu, kardeşlik hukuku yerine getirilmiyor. Müslümanların dertleriyle de ilgilenilmiyor. Dünyevileşme, aşikâre tezahür etmiş durumda…!

İdareciler de, topluma tepeden bakar oldular, firavunlaşma da çoğaldı. Nefsinin elinde oyuncak oluyorlar. Çevre de insanları etkiler. Bugün, dünyevileşmede insanların statü, kariyer ve güçleri onları, insanlara bir rehavete, bir kulvara soktu.

 

Dünyevileşmede Kavramların İçi Boşalması

İslâm’ın kutsalları, hayata hakim kılınmak için, insan fıtratına uygun kurallardır. Maalesef şekilleşme ve dünyevileşme, değerlerin, kutsalların içini boşaltmıştır. Hâlbuki din, kurallar bütünüdür. Parçalanamaz, bir kısmı uygulanır, bir kısmı terkedilemez. Bütüncüldür. Sıkıntı, dinin yaşanmaması, aksine kötü temsil edilmesi, Allah’ın ayetlerinin az bir pahaya satılması ve dünyalık kaygılarla terk edilmesidir. Konfor, refah, lüks, aşırı tüketim dünyevileşmenin kurallarıdır. Toplum, Ömer Hayyam’a nisbet edilen şu rubâîdeki bey’an hâle düşürüldü:

“Bir elde kadeh, bir elde Kur’ân; bir helâldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada, ne tam kâfiriz, ne tam Müslüman!”

Kutsalların içi boşaltılmış, temsil hususunda kötü örnek olunmuştur. Bu hususta idareciler, dinî söylemlerde, dini kullanmış, kötü örnek olmuşlardır. Bugünkü gençliğin deist, ateist olması, bunların kötü temsilci olmalarındandır. Fıtrat bozulmuştur… Geriye dönüş için çok çaba gerektirir.

Dünyevileşmede netice şudur. Biz Müslümanlar olarak yapacağımız öncelikli işler:

Bu mekanizma çok çabuk, çok hızlı bir şekilde aleyhimize devam ediyor. Önceliğimiz, bu zulüm çarkını yavaşlatmak, tüketimi en alt seviyeye getirmektir. Zira biz Müslümanlar olarak inandığımız gibi yaşamıyoruz. Öncelikle dürüst olmalıyız. Bu hileyle, bu tembellikle, idarecilerin çok kötü örnek olmaları, efendilerine taşeronluk yapmaları neticesinde biz sömürgecileri zayıflatabiliriz miyiz? Yahudinin teknesine çomak sokabilir miyiz? İçimizde bu kadar hain varken…

Çoluk, çocuğumuzla mümkün mertebe kendimiz yetiştirmeliyiz. Laik-Kemalist düzenin okullarında çocuklarımızı zehirlemelerine izin vermemeliyiz.

Salih insanlarla beraber olmalıyız, zalimlerle değil… Bu ideolojiyle bağlarımızı koparabilirsek koparmalı, buna imkân yok ise, en alt seviyede bırakmalıyız. Çünkü Allah’ın lanetini bu rejim, paratoner gibi kurum-kuruluşlarıyla üzerine çekiyor. Zinâsıyla, faiziyle, kumarıyla Allah’a savaş açmış bu rejime buğz etmeliyiz. Zalimin zülmüne de, gücümüz yeterse engellemeliyiz.

Allah kitabında: “Zalime meyl etmeyin; ateş sizi içine alır.” (Hud11/113) buyurur.

Allah, zalim bir kavme hidayet etmez, huzur vermez. “Durun kalabalıklar bu sokak çıkmaz…”

Toplumun taleplerine bakın; tamamen maddiyattır. Manevî ve İslâmî hassasiyetler gündeminden kaldırılmıştır.

Gençlere tavsiyem!

Konuştuğunuz kelimelere dikkat edin. Allah’ın lânet ettiği kelimeleri, kurum adlarını fazla kullanmayın! Çünkü belâ, ağızdan çıkan sözlerden gelebilir.

İslâm’ın yasakladığı yerlerde fazla durmamaya gayret edin. Oralar, Allah’ın lânetinin sağanak şekilde yağdığı yerler. Eski Müslümanlar, bankanın önünden bile geçmezlermiş, şimdi içinden çıkmıyoruz. Lânet yere giderken ben: “Euzu billahi min şerri-riba” derim… Adres tarif edeceksem lânet bir isim kullanacaksam lânet falan yer derim, tavsiye ederim. Mümkünse abdestli gezin; çünkü her tarafta belâ, musibetler sağanak şekilde yağıyor.

Âhir zamandayız; adam evinden sabahleyin mü’min olarak çıkar, evine kafir olarak dönebilir…! Rabbim şaşırtmasın…

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul